21 Kasım 2018 21:28

Bakan Selçuk, Türkiye´nin yeni bir atılımın içinde olduğunu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile beraber Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın öngördüğü şekilde farklı bir sistematik yaklaşımdan söz edildiğini, bundan sonra söylenecek herşeyin de bu zemin üzerinde yer alacağını ifade etti. 
 
Millî Eğitim’de son 16 yılda nicel konularda çok ciddi mesafeler alındığını aktaran Selçuk, Talim ve Terbiye Kurulunda görevli iken "Keşke Türkiye´nin şu kadar öğretmeni, şu kadar dersliği, dijital altyapısı olsa" dediğini ve çok heveslendiği hayallerinin bulunduğunu anlattı. Selçuk, şimdi bu hayallerin fazlasıyla gerçekleştiğini görmenin mutluluk verici olduğunu dile getirdi. 
 
Vizyon Belgesi ile şu ana kadar yapılanların üzerine yeni bir şey koymaktan söz ettiklerini belirten Selçuk, "Yeniden kırıp dökmekten, bozmaktan ya da eskiyi bırakıp yeni bir şey yapmaktan söz etmiyoruz. Geçmişte yapılan her şey için hizmeti geçen arkadaşlarımıza şükran borçluyuz." diye konuştuk.
 
Bilgi ile ilişkinin inşası
Eğitimde bilgi ile ilişkinin yeniden inşasına ihtiyaç bulunduğunun altını çizen Selçuk, "Biz enformasyon sistemi üzerinden eğitim sistemi yürütürsek bu sadece bilginin tekrarı üzerinden işlenen bir konuya dönüşür ve çocuklar sadece hatırlamakla mükellef olurlar, en iyi öğrenci, sınav sonuna kadar unutmayan öğrenciye dönüşür. Eğer biz bilgi ile münasebetimizi değiştirmezsek tarihsel olarak birkaç yüzyıldır eğitimle olan problemimizi çözemeyiz." diye konuştu. 
 
"Verileri kullanmıyoruz"
Bakan Selçuk, Vizyon 2023´ün bir başka argümanın da "veriye dayalı yönetim" olduğunu belirterek, "Örnek olarak TEOG´dan ya da LGS´den kalma milyonlarca verimiz var. Bu verileri nasıl kulanıyoruz? Kullanmıyoruz. Bizim bu verilerden politika üretmemiz lazım. Veriye dayalı yönetim, bir kültür biçimi, yaşama biçimi, hayata bakış biçimidir. Veriye dayalı yönetimde tüm politikalar veriler ışığında üretilir. Bu yaklaşım bunu getiriyor. Veriye dayalı yönetim olursa politikalar birbirinden bağımsız olmaz, tümüyle birbirini tamamlayan karakterde olur." şeklinde diye konuştu. Veriye dayalı yönetim için e-okul gibi altyapının bulunduğunu aktaran Selçuk, "Dünyada, bilerek söylüyorum, e-okul bence çok iyi altyapılardan birisi. Dolayısıyla bilgi işlem altyapımızda bir problemimiz yok. Sorun varsa, farklı veri tabanlarındaki bilgiden karar destek yapısı oluşturan bir sistematik olmamasıdır." değerlendirmesinde bulundu. 
 
Veriye dayalı yönetim ile öğrenme analitiği bütünleşmeli
Bakan Selçuk, Vizyon´daki öğrenme analitiği ile ilgili konulara da değindi. Konuyu bir örnekle açıklayan Selçuk, öğretmenin sınıfında akıllı tahta ile yaptığı işlemlerdeki sayının analitiğin konusu olduğunu, bu verileri kullanarak o sınıfta ne yapıldığına ilişkin öğrenme analizi çıkarılabileceğini, bunun da Türkiye´de merkezi olarak yapay zeka ile yorumlanabileceğini anlattı. Benzer şekilde sınav sonuçlarıyla ilgili sonuçların da politika geliştirmekle ilgili süreç oluşturulabileceğini dile getiren Selçuk, "Toplu olarak değil kişiselleştirilmiş anlamda öğrenme verisi bulmak ve o kişiye özgü e-portfolyo datası oluşturabilmek olanağı sağlar. E-portfolyo ile bir çocuğun okul öncesinden lise son sınıfa kadar çeşitli parametreler üzerinden takip edilmesinden bahsediyoruz. O zaman veriye dayalı yönetim ile öğrenme analitiği bütünleşir." ifadelerini kullandı. 
 
Bakan Ziya Selçuk, okulun önemine işaret ederken, bu konuda Vizyon Belgesi´nde yer alan konuları hatırlattı. Selçuk, şöyle konuştu: "Her okulu yaklaşık 24-25 kadar, şu ana kadar ki çalışmalar bunu gösteriyor, belli sayıdaki parametreler üzerinden izleme imkanımız olacak, online, anlık olarak. Böylece her okul bilecek ki ´Bizim şu şu parametrelerde ilerlememiz gerekiyor ve şu parametrelerde şuralardayız, gelişmemiz için de bir yıllık şöyle bir politika önerisi geliştirdik.’ Her okul bunu yapacak. Her okulun ihtiyacı neyse yine bir matris düzeni içinde, okulların altyapı imkanlarının derecesine bağlı olarak o okulun finansal olarak desteklenme oranı değişecek. Her bir okulun belli yıllar içindeki hedef raporları ile ne kadar ilerleyip ilerlemediği ortaya konulacak. Böylece bizim okul düzeyinde takip etme ihtiyacımız karşılanmış olacak." 
 
Türkiye´de sınav sisteminin varlığının ana gerekçelerinden birisinin okullar arasındaki imkanların farklılığı olduğunu kaydeden Selçuk, "Bu oran yüzde 60´ların üzerinde. Bu oran, kıta Avrupasına baktığımızda yüzde 10´ların altında." bilgisini paylaştı. 
 
Vizyon Belgesi ile eğitime bir ekosistem olarak bakıldığını, bu ekosistem içinde öğretmen yetiştirmenin de bir başka boyut olduğunu belirten Selçuk, YÖK ile iş birliği içinde çok verimli çalışmalar yaptıklarını söyledi. "Öğretmen yetiştirme ile ilgili gelişmeler olacak." diyen Bakan Selçuk, "Eğitime ekosistem olarak bakmazsak bir habitat kuramayız, bir habitat kuramazsak atmosfer oluşturamayız, atmosfer oluşturmazsak orada canı olan bir sistem kuramayız." dedi.